Şu an bu satırları yazarken 01.01.2020 saat 00:01. Bayburt ilinin soğuk bir gecesinden yazıyorum. Her gün gibi bu günde bitti. Her yıl gibi bu yılda bitti. ve ömürden 1 yıl daha geçti. Acısıyla tatlısıyla kaybettiklerimizle aramızda olmayanlarla veya aramıza yeni katılanlarla bir yıl geçti. İlk hücre oluşumdan yani yoktan var oluşumdan 31 yıl geçti. Vardan yok olacağıma bir adım daha bir an daha yaklaştım.
Yılbaşı kutlamam ben çünkü dünden farkı yoktur bugünün de, güneş yine doğudan doğar. Gece yine karanlıktır. Sadece bizim oluşturduğumuz zaman kavramımıza bir sayı daha ekleriz. Değişen ne mi? Yaşadıklarımız ve bu yaşadıklarımızın etkileri ile oluşacak olan yaşayacaklarımız… bir de yaşlanan bedenimiz, beyazlayan saçlarımız ve yaşadıklarımız ile değişen duygu ve düşünce dünyamız.
Bu dünyadan gelmiş geçmiş insanoğlu aklıma geldi bu gece. Kendim geldim aklıma bu gece. Acaba ne değiştirdim dünyada diye veya ne kattım dünyaya? Rahmetli Barış Manço geldi aklıma bu gece. Bize, dünyaya birşeyler katan o yüce şahsiyet. Yüce şahsiyet dedim çünkü insanoğluna, insaoğlunun duygu ve düşüncelerine dokunmuş bir sanatçı kendisi. Çocukluğumda hep örnek aldığım hep yolundan gitmek istediğim biri.

Rahmetli Barış Mançonun 1975 yılında bestelediği ve çıkardığı “2023” yılı şarkısı aklıma geldi bu gece. 1975 yılında 2023 yılının müziğini hayal etmek, bunu notalara dökmek, geleceğe dokunmak gerçekten büyük bir yetenektir. Bende elimden nota bestelemek gelmiyor bari yazayım bugünü ve düşündüklerimi geleceğe kızıma yazmak konusunda destekleyici olurum belki dedim. Bu satırları okuyanlara yazılarımla dokunurum belki dedim.
Yıl 2020 ve ben bu dünyadan geçecek olan bundan 100 yıl sonra olmayacak olan biriyim. Belki bir viktor hugo değilim yazdıklarımı 150 yıl sonra da okutabilecek, ama bende yazıyorum adımı yarınlara yazdırmak için. Kulağımda 1975 in sesleri. iyi geceler.