Gözümü, gönlümü, tüm benliğimi fetheden yer: Fethiye…
Geçtiğimiz yaz gittiğim özel ve güzel yer Fethiye, öyle kelimelerle anlatılacak bir yer değil orası, orada yaşayacaksın. Çam kokulu deniz havası nasıl olur orda içine çekeceksin. Hiç görmediğiniz mavi tonunu ve mavinin 50 tonunu orada göreceksiniz. Güneş nasıl güzel batar, batarken eşsiz kızıllığını denize nasıl bırakır orda göreceksiniz. Ormanın yeşilini, denizin mavisini, güneşin sarısını gökyüzünün boşluğunda korkuyla karışık sevinç ve mutluluk ile yaşayacağınız tek yer Fethiye. Kuşlar gibi özgür balıklar gibi dingin olmanın yeridir Fethiye.
Giriş methiyelerini dizdiysem gelelim gelişme bölümüne;
Fethiye Muğla ilinin 13 ilçesinden biri. Muğlanın en güneyinde Türkiyenin güney batısında bulunan orta ölçekli bir ilçedir. (dipnot: Türkiye’nin 6 ilinden büyüktür.) O hep duyduğunuz Ölüdeniz Fethiye sınırları içerisindedir. Yine hep duyduğunuz paraşütçülerin uğrak mekanı “Babadağ” da buradadır. Ha birde unutmadan “Kelebekler Vadisi” de buradadır. Gerek nüfus yoğunluğu gerekse yüzölçümü olarak Muğlanın en büyük ilçesidir. Ege ile akdenizin kesişim noktasındadır. Doğusunda yine Muğlanın bir ilçesi olan Seydikemer bulunur. Seydikemer’in tarihi ve turistik yerlerine de bu yazımdan ulaşabilirsiniz. Hemen bitişiğinde Antalyanın Kaş İlçesi mevcuttur. Orayı da bilahare yazacağım.
İlk olarak fethiye denilince akla gelen paraşütçülerin en sevdiği rota olan Babadağdan bahsedeyim. Babadağ ölüdenizin en güzel görüldüğü paraşütçülerin take off yeri yani havalandığı, kalkış yaptığı yerdir. Zirvesi 1969 metredir. Buradan tüm fethiyeyi, ölüdenizi, o bölgedeki her yeri görmeniz mümkün. Buraya gelmek için ölüdenizden veya fethiyeden paraşüt turu satın alın mutlaka deneyimleyin burayı. Burada nedendir bilmem ama “Gülce” şiiri geldi aklıma tamda burada okunacak şiirmiş;
Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Kaldım parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Uçurumun kenarındayım Hızır . . .
Gökyüzünün maviliğinden gelelim denizin maviliğine, koyları ile meşhur fethiyenin gittiğim gördüğüm koylarından bahsedeyim biraz;
İlk olarak Ölüdeniz; Ölmeden önce gitmeniz gereken deniz desek yeridir. Kumburnu denilen mevki/plaj esas büyük denizle (ege denizi/akdeniz) ölüdenizin (iç kısmının) kesiştiği yerden bahsedeyim; bir tarafında dingin çarşaf gibi bir deniz (ölüdeniz), diğer tarafına göre biraz daha sıcak bir su, diğer tarafta ise esas deniz (ege denizi/akdeniz) biraz daha dalgalı ama daha serin. Babadağın karşısında paraşütçülerin ise landing yani iniş yeridir burası.
Kelebekler Vadisi; sadece kelebeklerin geldiği koy diyebiliriz buraya 🙂 80 den fazla kelebek türüne ev sahipliği yapan bu koy iki yanı çok yüksek bir uçurumun ortasında cennetten bir köşe. Buraya ölüdenizden kalkan tekne turlarıyla gelebilirsiniz veya yürüyüş yapmayı seviyorsanız faralya denilen yere gelip buradan orman yolundan kelebekler eşliğinde denize doğru yürüyebilirsiniz.
Kabak koyu; bana kabak tadı veren ama milletin çok sevdiği bir koy burası arabanızla inmenize izin verilmeyen koya, köyün/yerlilerin minibüsleri ile inebiliyorsunuz. Deniz temiz ama öyle çok şey beklemeyin. Bir tesis var o da ehh idare eder. Taşlık bir koy deniz dalgalı ise taşlar ayağınızı parçalayabilir deniz ayakkabınızı yanınıza almayı unutmayın.
Kıdrak Koyu; Ölüdenizin birkaç km ilerisinde olan bu yer özel aracınız ile gidilebilecek yakın güzel koylardan biri.
Cennet Koyu: Likya yolu diye tabir edilen (Likya Yolu: Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan ve tarihte Likya olarak adlandırılan Teke yarımadasındaki patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalanması ile oluşturulmuş yürüyüş rotasıdır.) yolun bir noktasıdır. Likyalılar biliyormuş bu işi cennete yürüye yürüye gidebilirsiniz burda 🙂
Akvaryum Koyu: Buraya tekne turu ile gelebilirsiniz yukarıda saydığım koylar aynı rotada idi bu ise bambaşka bir rotada. Adı üstünde akvaryum gibi bir koy taşlık kayalık bir koy ama denizi tertemiz biraz da serindi. Dalış setinizin olmasına gerek yok tüm balıkları ayaklarınızın ucunda görebilirsiniz. Buraya paletlerim gözlüklerimle gelmiştim 5-10 metre aralığında dalmanız yeterli balıklarla yanyana yüzebilmeniz için. İsterseniz orada dalgıç seti de ücreti mukabilinde kiralayıp denizin dibindeki yaşamı görebilirsiniz.
Yukarıda saydıklarım fethiyenin en özel, en güzel koylarıdır (Bana göre).
Gelelim Kayaköye; Kayaköy, Fethiye ile Ölüdeniz arasında tarihi bir köydür. Çatıları olmayan hayalet bir köyü size şu yazımda anlatmıştım. Bu yazıyı okuyun fethiyeye gidipte kayaköyü görmeden gitmem diyeceksiniz.
Birde fethiye merkezde sahilde yürüyüş yapın akşamları, vaktiniz varsa orada otantik bir mekan/restoran var adını unuttum aklıma gelince yazarım, zaten kendini belli edecektir o mekan; Zeki Müren şarkıları ve Sezen Aksu şarkıları çalar hep orda, arka fonda Zeki Müren çalıyorsa ve ay tepenizdeyse bi 70 lik bitirmeniz muhtemeldir.
Ve sonuç; Fethiyeye mutlaka gidin. Bir iphone 13 fiyatına burayı gezebilir ömrünüze ömür katıp yaşamadığınız deneyimleri yaşayın derim. {(Ohaaa, şimdi fiyatına baktım da iphone 13 pro max fiyatının yarısına da tüm bunları yapabilirmişsiniz 🙂 } Kalın sağlıcakla.