Nasıl oluyor da Çinin hiç duymadığımız bir kentinden laboratuvardan sızıp kaçıp hoplayıp zıplayıp tüm dünyaya yayılan bir virüs, bulaşması diğer virüslerden daha hızlı ve etkin bir virüs dünyayı kasıp kavuruyor??? koronavirüs şu zamana kadar görülen en hızlı pandemilerden biri olarak görülüyor. Ama bu virüs ile ilgili kafaları karıştıran bir sürü soru var. Acaba biyolojik silah mı? Acaba gerçekten laboratuvardan ihmal sonucu mu çıktı? Acaba bunun yayılmasını etkileyen tetikleyen faktörler ne? Acaba ………?
Daha öncede dediğim gibi bilim iyiye kullanılmaz ise tüm dünyayı bir anda yok edebilir. Bu kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar olarak zaman zaman karşımıza çıkmakta ve herkesi etkilemekte. Irakta savaşta kimyasal gazların kullanılması hiroşimada atom bombasınının atılması, rusyada çernobil nükleer tesisin patlaması. bulundukları bölgelerde yıllarca yıkıma sebebiyet vermiş ve bazıları üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala o bölgelerin kullanılmasına engel teşkil ediyor.
Çin teknoloji ülkesi ancak hayvansal gıda tüketiminde hala milattan öncesini yaşamakta. Bence dünya üzerinde en nefret edilesi ülke çin. Neden mi yedikleri böceklerden tutun uçanı kaçanı yemeleri. Tabi insan bünyesi bu milattan önceki bünye değil ki bazı şeylerin üstesinden gelsin. (kör bağırsak veya apandisit denilen organın işlevini yitirmesi milattan önceki dönemlerde yenilen zehirli ve bünyeye dokunacak kimyasalların burada yok edilmesi gibi işlevlerin olduğu bilim adamları tarafından doğrulandı.) ve insanları robotlaştırmaları (daha ucuz işçilik, daha katı kurallar, sıkı disiplin) çinden nefret edilecek ülkeler başında olmasına sebeplerdir. BBC nin uygur özerk bölgesinde toplama kamplarında çektiği görüntüleri izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. İnsanlar bir insanı düşünceleri kötü olabilir diye toplama kampına alıp bi güzel beyinlerini yıkayıp geri salıveriyorlar. Bence çin teknolojileri kopyalamaktan öteye gidememiş. İnsan haklarının rafa kaldırıldığı ülkede hayvan haklarının esamesi yok. Çünkü temiz, kirli, canlı, ölü hangi hayvan varsa buna koronavirüsün çıkış noktasından biri olan pangolin dahil herşeyi mideye indiriyorlar. Boşuna dememişler dünyadaki en vahşi hayvan insandır diye.
Teknolojide önde olan ancak insanlıkta milattan önce 14. yüzyılda kalmış olan çin’e Yeme içme kültürü ve insan hakları dersi vermek şart. Dünyada herşeyin teknoloji olmadığını bize bu salgın gösterdi. Artık şehirlerin dizaynından tutun (bitişik nizam 10’ar katlı binalar yerine eskiler gibi tek veya iki katlı bahçeli evlerde yaşamanın önemini gösterdi. Hani şu ülkemizde trend olan site kültürü var ya bence fakirliğin en dibi. o Kadar parayı lüks bi siteye değil 2 katlı bahçeli bir eve yatırsan villa yapsan daha güzel yaşayabileceğine garanti ederim. Mesela evde müzik sistemini sonuna kadar açabilirsin bahçende mangal yakabilirsin. Eğer bahçen büyük ise toprakla uğraşıp kendi organik meyve sebzeni yapabilirsin veya bir köşeye tavuklarını koyup organik gezen tavuk yumurtanı yiyebilirsin… ve daha bir sürü hayata hayat katan şeyi yapabilirsin.
Değişen ve gelişen hayatımızda hizmet sektörünün bu gibi salgın durumlarında karın doyurmadığını yeme içmemizin ne kadar kötüye gittiğini bu salgın ile öğrendik. Eskilerin artılarını yenilerin eksilerini gördük. Umarım bundan çıkardığımız dersleri hayatımızda uygularız. Tarım ve hayvancılığın önemini, temizlik ve hijyen kurallarının önemini anlayabilmişizdir.
Bu yazıyı yazdığım gece olan Kadir geceniz mübarek olsun. Bu gece indirilen Kuranı Kerimin türkçe mealini okuyun. okuyun ki dünyada nelerin iyi nelerin kötü olduğunu neyin helal neyin haram olduğunu insanlara nasıl davranılacağını okuyun. Bunun yanında bilim insanlarının makalelerini de okumayı unutmayın. Gidipte tv de çıkan din şovmenlerini (siz biliyorsunuz o şovmenleri) izlemeyin. Unutmayın ki aşıyı ve hastalığın önlenmesini sağlayacak olanlar bilim adamlarıdır. Dini sadece tanrıya dua etmek olarak görmeyin okuyun bilimin ışığında dini yaşayın. Hayırlı geceler…